• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Çorum Baro Başkanı Akpınar, Kadın ve Çocuk Hukuku Komisyonu üyeleri ile birlikte baroda düzenlediği basın açıklamasında kadına şiddete dikkat çekti

KADIN ŞİDDETİN SON BULDUĞU
BİR ÜLKE ARZULUYORUZ

24 Kasım 2016
Çorum Barosu Başkanı Av. Altan Akpınar ve Kadın ve Çocuk Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Ayten Yılmaz Çetin,  '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' nedeniyle basın açıklaması düzenledi.

Çok sayıda avukatın katıldığı basın toplantısında konuşan Çorum Barosu Yönetim Kurulu Başkanı Av. Altan Akpınar, “1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen günü anmak amacı ile ve farkındalık yaratmak görevini yerine getirmek için buradayız” dedi.

BM Genel Kurulu’nun 1999 yılında 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak ilan ettiğini kaydeden Akpınar, nedeninin ise 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti’nde meydana gelen bir olaya dayandığını söyledi.

Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo’ya karşıtlığı ile bilinen “Mirabal Kardeşler” adlı üç kız kardeşin diktatörün ‘ülkede 2 tehlike var: Kilise ve Mirabal kardeşler’ şeklinde yaptığı açıklama üzerine tecavüz edilerek öldürüldüğünü belirten Akpınar, açıklamasının devamında şunları söyledi:

'UMARIM BÖYLE BİR TASARI
BİR DAHA GETİRİLMEZ'

“Bu olay üzerine 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk diyor ki, ‘İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kitlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kitlenin bütünü ilerleyebilsin. Mümkün mü dür bir cinsin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı ilerleyebilsin.’ Kadına, erkeğe, çocuğa, insana yönelik şiddetin son bulduğu, barış, huzur ve adalet dolu günler geçirmeyi diliyorum.”

Tartışmalara neden olan 'cinsel istismar' düzenlemesinin TBMM Genel Kurulunda görüşülmeden geri çekilmesini sağlayan siyasilere sağduyularından dolayı teşekkür eden Akpınar, "Umarım herkesin kabul edeceği bir tasarı getirilir yada hiç böyle bir tasarı bir daha getirilmez" diyerek sözlerini tamamladı.



ÇETİN:KADINLAR HALA
ŞİDDETE MARUZ KALIYOR

Çorum Barosu Kadın ve Çocuk Hukuku Komisyonu Başkanı Ayten Yılmaz Çetin ise kadınlara şiddet uygulanmasının bir insan hakkı ihlali olduğunu  kaydetti.

"Demokrasinin yolu cinsiyet eşitliğinden geçer" diyen Çetin,  "Kadınların şiddet yaşadığı, hak ve fırsat eşitliğinden yararlanamadığı toplumlarda kalkınmadan söz edilemez" ifadelerini kullandı.

Kadınların hala hayatlarının her alanında şiddete maruz kaldıklarını, ölüm ve şiddet gerekçeleri farklı görülmekle birlikte, kadınların pek çoğunun sadece kadın oldukları için ve kendilerine tanınan cinsiyet rollerinin dışına çıktıkları için öldürüldüklerini ifade eden Çetin, "Kadının maruz kaldığı şiddeti nasıl hak ettiğini anlatmak üzere kurulmuş olan eşitsiz, adaletsiz, cinsiyet körü sistem varlığını sürdürdüğü ve kadına yönelik ayrımcılığın sona ermesi için gereken önlemler alınmadığı sürece de cinayetler ve kadına yönelik şiddet sürecektir. Uluslararası normlar kadınların insan haklarını, insan hakları yelpazesinin bütünü üzerinden tanımlamakta, kadınların insan haklarının korunması, bütün insan haklarının kadınlar için erkeklerle eşit biçimde tanınması korunması ve ihlallerin önlenip cezalandırılması demektir. Bu anlayış yalnızca, kadınlara karşı şiddeti değil, kadınlara karşı toplumun ekonomik, siyasal ve sosyal tüm alanlarında yapılan ayrımcılığa karşı durmayı gerektirir" dedi.

‘RTÜK EVLİLİK PROGRAMLARI
İÇİN HAREKETE GEÇMELİ’

Kadınlara yönelik yasal haklar konusunda önemli gelişmeler kaydedilmekle birlikte, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda günümüzde maalesef ki önemli artış gözlendiğini anlatan Çetin, "Dünya üzerindeki kapitalist, ataerkil ve militarist yaklaşımlar kadınların zaman ve yer kavramı olmadan maruz kaldığı şiddetin boyutu her geçen gün arttırmaktadır. Devletin tüm kurumlarıyla sorunu çözme görevi vardır. Anayasamızın ilgili maddesini devletin her kademesinde yer alanlara hatırlatmakla birlikte md.10 " herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanunda önünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz" demektedir.  Her yıl tekrar ettiğimiz gibi bu yıl, toplumsal cinsiyet eşitliği anaokulundan başlayarak yaşamın her alanında bireylerin eğitiminin içerisine alınmalıdır. Kadına yönelik şiddetin tüm biçimleri için etkin bir mücadele mekanizması oluşturulmalı. Kadını bir eşya-meta-mal gibi gören yönetimsel sistemler ve bakış açıları değiştirilmeli, çıkarılacak veya çıkarılmaya çalışılan yasalarda bu konulara özellikle dikkat ve özen gösterilmeli. Şiddet mağdurlarının soruşturma ve yargılama aşamasındaki karşılaştığı güçlükler yeniden kişinin mağduriyetine yol açmayacak şekilde düzenlenmelidir. Medyada kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz haberlerinin kamuoyuna aktarılırken ve görsel basında 'evlendirme programları' adı altında yayınlanan programları etik davranmaya, kadının mağduriyetini arttıracak, haberi erotize eden, kadının yaşam biçimine ve özelliklerine odaklanan ve yaftalayıcı, küçük düşürücü ve şiddeti meşrulaştırıcı haber ve yayın dilinden kaçınılmalıdır. Bu konuda RTÜK'ün de harekete geçirilmesi etkin bir şekilde sağlanmalıdır. Kadına yönelik şiddet karşısındaki sıraladığımız bu taleplerin tamamen sona ermesini istiyoruz" diye konuştu.



409 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP