• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Küçücük bedenleri ile ağır yüklerin altında kalan çocuklarımız. Kirli ellerin, iştahlı nefeslerin varlığı hiç bu kadar yakın olmamıştı, küçücük bir yüze. Belki de o yüz sizin çocuğunuzun yüzü, hiç düşündünüz mü?

FARKINA VAR: ÇOCUK İSTİSMARI!

BU SUÇA ORTAK OLMAYIN! 

Küçücük bedenleri ile ağır yüklerin altında kalan çocuklarımız. Kirli ellerin, iştahlı nefeslerin varlığı hiç bu kadar yakın olmamıştı, küçücük bir yüze. Belki de o yüz sizin çocuğunuzun yüzü, hiç düşündünüz mü?  

Hayattaki en değerli varlığımızı kirli ellerden, iştahlı nefeslerden hep birlikte “ Dur “diyerek uzak tutabiliriz.   

Dünyadaki her 4 çocuktan 1’nin istismara maruz kaldığını biliyor musunuz?

Şuan bile siz bu yazıyı okurken, bir çocuk istismara uğruyor.

Bu suçu işleyenler işsiz güçsüz, avare görünümlü insanlar değil, belki de sizin en yakınınız.

Çocuk istismarı konusunda bilinçlenmek ve daha duyarlı bir toplum olmak adına tüm insanları bu suçu görmezden gelerek ortak olmamaya davet ediyoruz.



 ***
ÇOCUK İSTİSMARINI ÖNLEYEBİLMEK İÇİN ÖNCELİKLE ÇOCUK İSTİSMARI NEDİR BUNU BİLMEMİZ GEREKİYOR. BAZEN İSTİSMAR GİBİ GÖRMEDİĞİMİZ BİRÇOK DAVRANIŞ ASLINDA ÇOCUĞA ZARAR VEREBİLİYOR.

Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar:

"Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psiko-sosyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum yada devlet tarafından bilerek yada bilmeyerek tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir." Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne göre; "18 yaşın altındaki her insan çocuk sayılır".

“İhmal, duygusal, fiziksel istismar ve cinsel istismar çeşitleri; taciz, tecavüz, ensest, çocuğun ruhsal dünyasında tamiri imkansız yaralar açmakta, çocuğun gelişimi en üst düzeyde tamamlamasını, potansiyelini gerçekleştirmesini önlemektedir.”

Son yıllarda çocuk istismarı ve ihmali giderek artmaktadır. İngiltere'de haftada dört, ABD'deise günde üç çocuk, çocuk istismarı ve ihmali nedeniyle ölmekte, 4 yaş altında her bin çocuktan biri fiziksel istismara uğramaktadır. 

Çocuk istismarı oranı dünyada %1 ila % 10 arasında değişirken ülkemizde bu rakam %10 ila %53 arasındadır ve duygusal istismar %78; fiziksel istismar %24; cinsel istismar ise % 9 oranında olduğu bulunmuştur.
İstismara maruz kalan çocukların %70’i 2-10 yaş arasındadır.

Çocukluk çağı travmaları içinde çocuk istismarı yinelenebilirliği, çocuğa genellikle en yakınları tarafından yapılıyor olması nedeniyle tanımlanması ve tedavi edilmesi en zor olan travma olarak nitelendirilmektedir. Çocuk istismarı sebeplerinin arasında aile içi şiddet ve mutsuz evlilik, sosyoekonomik durumun düşük olması, üvey anne baba, geleneksel aile yapısında fiziksel cezanın kabulü gibi nedenleri sıralanabilir. Anne-babalarda ilaç veya alkol bağımlılığı ile psikolojik sorunların varlığı ise istismar riskini artırmaktadır. İstismarcı anne-babalar genellikle kendi kişisel memnuniyetini çocuğununkinden üstün tutan, çocuğu gereksinimlerini karşılayacak bir araç yerine koyan, çocukla ilgili gerçekçi olmayan beklentileri olan, katı, duygularını kontrol edemeyen kişilik yapısındadır.


ÇOCUK İSTİSMARI; 

İHMAL, DUYGUSAL, FİZİKSEL VE CİNSEL İSTİSMAR OLMAK ÜZERE DÖRT GRUPTA SINIFLANMAKTADIR.

 ÇOCUK İHMALİ; çocuğun beslenme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık ve sevgi gibi temel gereksinimlerini çocuğa bakmakla yükümlü kişi veya kişiler tarafından karşılanmaması sonucu, çocuğun gelişiminin en üst düzeyde gerçekleşmesinin engellenmesi olarak tanımlanmaktadır.

DUYGUSAL İSTİSMAR; UNICEF, duygusal istismarı ve ihmali; çocuğun nitelik, kapasite ve arzularının sürekli kötülenmesi, çocuğun sürekli olarak insanüstü güçlerle, sosyal açıdan ağır zararlar verme ya da terk etme ile tehdit edilmesi, çocuktan yaşına ve gücüne uygun olmayan taleplerde bulunulması ve çocuğun, topluma aykırı düşen çocuk bakım yöntemleri ile yetiştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Duygusal istismar çok sık gerçekleşmesine rağmen fiziksel ve cinsel istismar gibi somut bulguları olmadığı için en zor tanınanıdır.

FİZİKSEL İSTİSMAR; Fiziksel istismar, çocuğun anne babası ya da bakımından sorumlu başka kişi tarafından sağlığına zarar verecek biçimde fiziksel yaralanması ya da yaralanma riski taşımasıdır. Genel olarak fiziksel istismar, çocuğun kaza dışı nedenlerle yaralanması olarak bilinmektedir.

CİNSEL İSTİSMAR; Cinsel istismar, psiko-sosyal gelişimini tamamlamamış ve yaşı küçük olan bir çocuğun bir erişkin tarafından cinsel doyum için kullanılmasıdır. Cinsel istismar oral-genital, anal, genital veya oral temas ile olabileceği gibi, teşhircilik, röntgencilik ve çocuğu pornografide kullanmak şeklinde de olabilir.

CİNSEL İSTİSMAR SONRASI ÇOCUKLARIN SESSİZ KALMASININ NEDENLERİ ŞÖYLE SIRALAYABİLİRİZ:

- Kendilerinin inanılmayacaklarını düşünürler

- Başlarının belaya gireceğinden korkarlar

- İstismarcının tehdidinden korkarlar.

- İstismarcıyı korumak isteyebilirler, istismarcıyı sevebilir ama yaptıklarını sevmezler (mağdurun ve ailesinin kötü algılanması olasılığı).

- Nasıl anlatılacağını bilmeyebilirler.

- Cinsel davranışların yanlış olduğunu bilmeyebilirler

-Arkadaşları tarafından dışlanacağından korkabilirler. Homoseksüel olarak adlandırılabileceklerinden korkabilirler.

- Büyükleriyle (otorite ifade edenlerle) cinsel konuları konuşmaktan utanabilirler,

- Gammaz olarak adlandırılmak istemezler.

- İyi çocukların cinsellikle ilgili sözcükleri kullanmamaları gerektiği söylenmiş olabilir.

Çocukluk çağı cinsel istismar çoğu zaman kimseye söylenmediği için birilerince fark edilinceye kadar çocuk tarafından saklanır ya da özellikle tanıdık biri tarafından istismara maruz kalan çocuk olayı bir oyun olarak algılayabilir zamanla bunun bir suç, kendi işlediği bir günah olduğunu düşünür, suçlu hisseder ve utanç duyar.

Cinsel istismar sonrası en sık görülen ruhsal rahatsızlıklar olarak travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, aşırı kaygı, panik, fobiler, unutkanlık, duyarsızlık, güven kaybı, benlik saygısında ciddi hasar, utanç, uykusuzluk, organik bir temeli olmayan dirençli ağrılar bayılma ve madde-alkol kullanmaya başlama veya miktarını arttırma, intihar girişimi, kendine zarar verme davranışı gibi sıralanabilir.

Sonuç olarak çocuk istismarı ve ihmali bir halk sağlığı sorunudur.

İstismara uğramış bir çocuğa yaklaşımda en önemli noktalardan birisi çocuğun daha fazla zarar görmesini önlemektir. Çevrenizdeki bir çocuğun istismara maruz kaldığından şüphe ettiğinizde gerekli yerlere başvurun ve bu istismara göz yummayın. Unutmayın bu olaylar hemen yanı başımızda olmakta ve göz yummak geleceğin ruh sağlığı bozuk bireylerinin hatta geleceğin çocuk istismarcılarının yetişmesine neden olmaktadır. Herkes bu konuda duyarlı ve uyanık olmalıdır.

 ***

FARKINA VAR: ÇOCUK İSTİSMARI!

Çocuk bütün canlılar içinde en uzun bakımı, korunmayı ve sevgiyi gerektiren varlıktır. Bir toplumun ilerleyebilmesi ve kalkınabilmesi o toplum içinde yetişen çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı gelişmesiyle mümkündür. Çocuk yetiştirme yöntemi ne olursa olsun zaman zaman çocukların fiziksel cezalara uğradıkları ve bununla beraber duygusal hasarların da ortaya çıktığı, bazen de cinsel yönden zedelendiklerinin gözlendiği bilinmektedir. Aileler çocuk yetiştirme sürecinde bilerek ya da farkında olmadan çocuklarının gelişimini olumsuz yönde etkileyecek, kimi zaman şiddet, kimi zaman da ihmal şeklinde davranışlar gösterebilmektedirler. Bu nedenle istismar ve ihmalin tanınması, önlenmesi ve müdahalelerde bulunulması gerekmektedir.  Son yıllarda Türkiye’de çocuk istismarına olan ilgi ve farkındalılık yeterli olmamakla birlikte artmaktadır. Bu makalenin amacı çocuk istismarını ve tiplerini tanıtmak, toplumun ve sağlık çalışanlarının konuya dikkatini çekmektir.

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre dünyada 1-14 yaş grubundaki 40 milyon çocuk istismar veya ihmale uğramakta, desteğe ihtiyaç duymaktadır.

Dünya sağlık örgütü çocuk istismarını “Bir yetişkin tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan ve çocuğun sağlığını, fizik gelişimini, psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen davranışlar” olarak tanımlamaktadır. Bu tanımda amaç değil, sonuçlar önem taşımaktadır. Başka bir deyişle, yetişkinin niyeti önemli değildir, eylemin çocuk üzerindeki etkisi önem taşımaktadır.

İstismar fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik istismar gibi farklı biçimlerde ortaya çıkabilir.

Türkiye’de çocuk istismarı konusunda yapılan araştırmalarda ise, yüzde 78 gibi yüksek bir oran ile duygusal istismarın ilk sırada olduğu görülmektedir.
Fiziksel istismar yüzde 24 ve cinsel istismar yüzde 9 oranındadır. 1980- 1982 yılları arasında sekiz ilde yapılan bir diğer araştırmada, istismara uğrama oranı yüzde 33, tokat atma, kulak ve saç çekme oranı yüzde 25, sopa ile dövme oranı yüzde 14 olarak bulunmuştur.
Eğitimsiz ailelerin yüzde 40’ı çocuklarını istismar ederken, eğitim düzeyi yüksek ailelerde bu oran yüzde 17’dir.
Bir diğer araştırmada, 7- 14 yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 40’ı anne ve/veya babaları tarafından dayak yediklerini belirtmişlerdir.

Bazı çocuklar yetişkinlerin cinsel saldırılarına hedef olurken; kimileri de küçük yaşta ağır, uygunsuz işlerde çalıştırılmakta ve büyük sorumluluklar üstlenmektedir.
Çocuğun çalıştırılması, çocuk işgücünün istismarı, sokakta yaşayan ve sokakta çalışan çocukların sorunları günümüzde birçok toplumda karşılaşılan ve çözüm bekleyen sorunlardır.
Türkiye’de de pek çok çocuk ve genç ya ailelerinin geçimine katkıda bulunmak ya da kendilerini geçindirmek amacıyla erken yaşta çalışmaya atılmakta ve türlü istismar ve ihmal biçimleriyle karşılaşmaktadır.
Özürlü çocukların büyük bir çoğunluğuna ise gelişmelerini sürdürebilmeleri için gerekli olanaklar sağlanmamaktadır.
 Özellikle büyük kentlerde zamanlarının büyük bir bölümü sokakta çalışarak geçiren çocukların da giderek arttığı dikkat çekmektedir. Bu çocukların büyük bir bölümü ailelerine katkı sağlamak için sokakta çalışırken bir kısmı ise aile desteğinden bütünüyle uzak, başı boş dolaşan çocuklardan, evden kaçan ya da evden atılan çocuklardan oluşmaktadır. Bu son gruptaki çocuklar da sokakta çeşitli işler yapmakta ekmek parası kazanmak için türlü mücadeleler vermektedir. İstismar ve ihmal konusunda yapılan çalışmalar incelendiğinde, genellikle sağlık alanında, ruhsal hastalıkların belirlenmesine yönelik yapıldıkları görülmektedir. Hâlbuki çocukların kötüye kullanımı bir halk sağlığı sorunudur ve bireylerin sosyal yaşamlarında olumsuzluklara neden olmaktadır. Gerek kayıtların, gerekse akademik çalışmaların yetersizliği ülkemiz için sağlıklı veriler bildirmemizi zorlaştırmaktadır. İstismara uğrayan bireylerin sosyal ilişkileri ve sorunlarına yönelik çalışmaların yapılmasının alana katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

 Çocukların dilendirilmesinin artık fazlasıyla yaygınlaşmasıyla birlikte, çocuklara su ve mendil sattırarak insanların acıma duygularına hitap edilmektedir. Ancak insanların o çocuklara yardım ettiği düşüncesiyle para vermesi, durumun tekrarlanmasına olanak sağlamaktan başka bir işe yaramamaktadır. Bu yollarla para kazanabilen çocuklar, daha fazla dinlendirilip, daha çok istismar edilirler. Bizler bu konuda bilinçlenmeli ve bu çocuklara para kazandırarak bu istismarı meşrulaştırmamalıyız.

Bir başka önemli konuda ülkemizde fiziksel cezanın disiplin yöntemi olarak yaygın bir kullanımı olduğudur. Hâlbuki okulda ve evde disiplini sağlamak için şiddet dışı seçenekler bulunmaktadır. Fiziksel ceza yaklaşımından uzaklaşmak için öğretmenler çocuk istismarı konusunda gerek mezuniyet öncesi gerek hizmet içi eğitimlerde bilgilendirilmeli, istismara uğramış çocukları fark etme konusunda beceri kazandırılmalıdır.

Sonuç olarak; çocuk istismarı ve ihmalinin önlenebilmesi için doktor, hemşire, sosyal hizmet uzmanı ve psikolojik danışmanlardan oluşan ekipler oluşturulması; konuyla ilgili olan kurumlar arasında gerekli koordinasyon ve işbirliğinin sağlanması; kreş, çocuk bakımevi ve sosyal hizmet kurumlarının geliştirilmesi, kitle iletişim araçlarında konuya daha fazla yer verilerek anne, baba ve çocukların bilgilendirilmesi ve konunun gündemde tutulması ülkemiz için bir gereksinimdir. (Derleme)



1535 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP