• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

KESK Çorum Şubeler Platformu, KESK’in Ankara’ya başlattığı yürüyüşe destek için basın açıklaması yaptı.

  1.  
  2. ‘HAKLARIMIZDAN,
  3. YAŞAMLARIMIZDAN
  4. VAZGEÇMEYECEĞİZ’
  5.  
  6.  

26 Mart 2021

KESK Çorum Şubeler Platformu, KESK’in Ankara yürüyüşüne ilişkin destek açıklaması yaparak, “Faşist baskılar son buluncaya kadar sömürüye ve her tür şiddete karşı mücadelemiz devam edecektir” dedi.

KESK Çorum Şubeler Platformu, KESK’in Ankara’ya başlattığı yürüyüşe destek için basın açıklaması yaptı.

KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Emrah Azapçı, örgütlü kötülüğün görülmemiş ve zıvanadan çıkmış bir şekilde her gün yeni bir saldırı dalgası başlattığını dile getirdi.

 

  1. ‘KORKU İKLİMİ
  2. YARATILMAK
  3. İSTENİYOR’
  4.  

Yaşananların erken ya da baskın bir seçim oluşturmayı aştığını, faşist bir sürece evrilmeye doğru gittiğine dikkat çeken Azapçı, “Ülkenin ve emekçilerin başına çöreklenen örgütlü kötülük, görülmemiş ve zıvanadan çıkmış bir şekilde her gün yeni bir saldırı dalgası başlatıyor.

Etkileri altındaki yargı eliyle milletvekili dokunulmazlığı kaldırılıyor, parti kapatma davaları açılıyor, aralarında İHD Eş Genel Başkanı’nın da olduğu onlarca siyasetçi, emek ve demokrasi güçlerinin temsilcileri gözaltına alınıyor.

Daha ne oluyor demeye kalmadan bu kez İBB mülkiyetindeki Gezi Parkı, düşman bir gücün elinden kurtarılıyorcasına Vakıflara devredildi. Daha dört ay önce büyük bir gürültü ile Merkez Bankası başkanlığına getirdikleri kişiyi, yandaş medya üzerinden hain ilan ettikten 24 saat sonra değiştirdiler. Keyfiliklerinin faturasını fırlayan döviz kurundan dolayı emekçiler öderken aynı sırada birilerinin cebi doldu ya da dolduruldu.

Anayasa ve Meclis hiçe sayılarak, yetki gaspı yapılarak AKP Genel Başkanının imzası ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararnamesi ile bir sonraki güne uyandık. Sözleşmeden çekilme kadınlara yönelik cinayetlerin ve şiddetin politik olduğunu kanıtlamış, bu yöndeki tartışmalara son noktayı koymuştur. Uluslararası sözleşmelerden çekilmenin usul ve yolu anayasada açıkça tarif edilmesine rağmen bir kararname ile Meclisin iradesi yerle bir edilmiş, adeta adı konmamış bir saltanat dönemi başlatılmıştır. ” dedi.

 

  1. ‘BİAT ETMEDİK,
  2. ETMEYECEĞİZ’
  3.  

Yürüyüşlerinin “artık yeter” haykırışı olduğunu, adalet ve demokrasi için yürüdüklerini dile getiren Azapçı, “Biz, onurlu bir insan olarak yaşamanın yolunun emek, demokrasi ve barış mücadelesinden geçtiğinin farkında olanlarız. Biz, ‘hak verilmez alınır’ diyenlerden mücadele bayrağını devralanlarız. ‘Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz’ şiarını yaşam felsefesi yapanlarız. Diz çökmedik, çökmeyeceğiz. Biat etmedik, etmeyeceğiz. Haksız, hukuksuz şekilde elimizden alınan işimiz iade edilinceye, faşist baskılar son buluncaya kadar patriarkaya, sömürüye ve her tür şiddete karşı mücadelemiz devam edecektir” diye konuştu.

‘Haklarımızdan, yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz’ diyen KESK Çorum Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Emrah Azapçı, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:

‘Yaşanan gelişmeler erken ya da baskın bir seçim ortamı oluşturmayı fersah fersah aşarak Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir faşist sürece evrildiğimizi göstermektedir. Tüm toplumsal fay hatlarıyla oynanarak kafalarının ardındaki her ne ise onu hayata geçirip geçiremeyeceklerinin provalarını yapıyorlar.

Korku iklimi yaratarak sadece bedenleri değil zihinlerimizi, ruhumuzu teslim almak, kuşatmak, hareket edemez hale getirmek istiyorlar.

Hakları için itiraz eden, sesini yükselten, mücadele eden tek bir birey bile görmek istemiyorlar. Kendileri dışındaki tüm kesimleri iktidarlarının bekası için tehdit görüyorlar. Bu yüzden her tür yol ve yöntemle ortadan kaldırmak, etkisizleştirmek istiyorlar. Ülkenin yarısından fazlasını özde değil sözde vatandaş görüyorlar. Ülkenin yarısından fazlasını Hitler Almanya’sında olduğu gibi fişlediler, “sakıncalılar” listesi oluşturdular. Bu listeleri esas alarak işe alıyorlar ya da işten çıkarıyorlar, atama yapıyorlar ya da yapmıyorlar, ihaleler veriyorlar ya da vermiyorlar. Hukuk devleti değil polis devleti uygulamalarıyla ülkeyi yönetiyor, kararlar veriyorlar.

AKP, iktidarını devam ettirmek için sürekli düşman, hain, “terörist” imal ediyor, halklarımızı, emekçileri kutuplaştırıyor. Asıl gündemleri konuşamaz, tartışamaz hale getirmek istiyor.

Çünkü biliyorlar ki, işsizliğin, yoksulluğun, hukuksuz ihraçların, haksızlığın, hukuksuzluğun, yolsuzluğun ve talanın konuşulduğu, tartışıldığı bir yerde iktidarda kalamayacaklar!

İktidarın ekonomik ve siyasi krizi, ülkeyi yönetememe halini perdelemeye yönelik baskılarına, sermaye yanlısı politikalarına karşı kamu emekçilerinin gerçek sorunlarına ve taleplerine dikkat çekmek için KESK ve bağlı sendikalarının merkez yöneticileri iki gündür karda, kışta İstanbul’dan Ankara’ya bir yürüyüş eylemi gerçekleştirdi. Yürüyüşümüz bugün Çalışma Bakanlığı önünde bu saat itibariyle sonlanıyor.

Tüm üyelerimiz, haksızlığa uğrayan, hukuksuzca ihraç edilen arkadaşlarımız, yokluğa, sefalete mahkûm edilen tüm kamu emekçileri içindir.

Çocuklarına bir ekmek götürmek için inşaatlarda, tehlikeli işlerde çalışırken işçi cinayetine kurban verdiğimiz ihraç arkadaşlarımızı hatırlatmak içindir

Bu vahşi, ahlaksız, vicdansız sömürü düzenine daha fazla dayanamayarak intihar eden emekçilerin vasiyetlerini yerine getirmek içindir

Yürüyüşümüz,

Yaşamlarını yitirdikten sonra AKP’ye bağlı OHAL komisyonu tarafından işlerine iade edilen KESK’li arkadaşlarımızın anılarına bağlılığımızın ifadesidir.

Anayasa Mahkemesinde haklarında beraat kararı verilmesine rağmen hala bilinçli şekilde komisyonda dosyaları bekletilen yüz akımız Barış Akademisyenlerimiz içindir.

OHAL Komisyonu Başkanının; “Kuruluş kanunumuz gereği yargı kararları bizi bağlamaz”, yine KESK’lilere ilişkin “Dosyalarında bir şey yok, yine de bekletiyoruz” diyerek açıkça ayrımcılık ve hukuksuzluk yapıldığını itiraf etmesini teşhir etmek içindir.

Anayasanın 49. Maddesiyle güvenceye alınan çalışma hakkımız, işimiz ve geleceğimiz içindir

Yürüyüşümüz,

Yaşam hakkı için, eşitlik ve özgürlük içindir

OHAL komisyonu denen oyalama ve onaylama komisyonu süreci uzatmakla alenen ve bilerek suç işliyor. KESK’lilerin dosyalarının önemli bir kısmını sona bırakarak süreci işkenceye dönüştürüyor. “Ne kadar süründürsek o kadar iyidir” niyetiyle hareket ediyor.

Bu, iktidarın özelleştirme, güvencesizlik, performans, ayrımcılık, gericilik politikalarına karşı geldiğimiz, emekçilerin haklarını, insanca yaşam koşullarını savunduğumuz için açıkça hınç almadır.

Belli ki, hala bizleri tanımıyorlar!

Biz KESK’liyiz, kamu emekçilerinin gerçek temsilcisiyiz.

Biz, onurlu bir insan olarak yaşamanın yolunun emek, demokrasi ve barış mücadelesinden geçtiğinin farkında olanlarız.

Biz, “hak verilmez alınır” diyenlerden mücadele bayrağını devr alanlarız… “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” şiarını yaşam felsefesi yapanlarız…

Diz çökmedik, çökmeyeceğiz.

Biat etmedik, etmeyeceğiz!

Haklarımızdan, yaşamlarımızdan vazgeçmeyeceğiz.

Haksız, hukuksuz şekilde elimizden alınan işimiz iade edilinceye, faşist baskılar son buluncaya kadar patriyarkaya, sömürüye ve her tür şiddete karşı mücadelemiz devam edecektir.’/BSGMEDYA




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP