• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Eğitim Sen Çorum Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, Uzaktan eğitim alanında yaşanan aksaklıklara dikkat çekti

  1. OKULLAR ACİLEN
  2. YÜZ YÜZE EĞİTİME
  3. BAŞLAMALIDIR!

 

 

24 Eylül 2020                                                                                             

Eğitim Sen Çorum Şube Yürütme Kurulu Başkanı Ali Ekber Beyaz, Mart ayında öngörülmesi çokta mümkün olmayan pandemi sürecinin tüm insanlığı ve ülkemizi hazırlıksız yakalamış ve etkisi altına aldığına dikkat çekti.

Uzaktan eğitim alanında yaşanan aksaklıklara dikkat çeken Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, süreçte yaşananların başarı değil, başarısızlık olduğunu dile getirdi.

Önlemler alınarak, okulların acilen yüzü yüze eğitime başlaması gerektiği görüşünü dile getiren Ali Ekber Beyaz, yaptığı açıklamasını şöyle sürdürdü:

‘Bilindiği üzere 2020-2021 Eğitim Öğretim Yılı ilkokul 1. Sınıf ve okul öncesi sınıflarında ilk hafta 1 gün yüz yüze olacak şekilde diğer günler ve diğer sınıf düzeylerinde uzaktan eğitim yoluyla olacak şekilde başlatılmıştır. Mart ayında öngörülmesi çokta mümkün olmayan pandemi süreci tüm insanlığı ve ülkemizi hazırlıksız yakalamış ve etkisi altına almıştır. Öngörülmesi zor olan ve hazırlıksız yakalanan bir süreçte hatalar yapılması, süreç yönetiminde eksik kalınması ve bu durumlara bağlı olarak kurumların ve vatandaşların sorun yaşaması doğal ve anlaşılır bir durumdur.

Ancak tüm canlılar gibi insan da doğası gereği karşısına çıkan sorunlar karşısında hayatını ve hayatın akışını korumak adına meydana gelen değişimlere uyum sağlamak durumundadır. Pandeminin ülkemize girdiği mart ayından bu yana ortaya çıkan sonuç neticesinde elde edilen bilgiler, sorunlar karşısında kazanılan deneyimler bizler için öğretici olmalı ve pandemi sürecine uyumumuz artmalı, artan uyum kabiliyetine göre hayatımızın akışını bozan düzensizlikler giderek azalmalıydı. Bu uyum süreci devlet kurumları gibi organizasyonu olan yapılarda daha hızlı gerçekleşmeli, bu paralelde önlemler alınmalı, bazı kısıtlar getirilmeli veya kaldırılmalı, yaşanan aksaklıklar hızla azalmalı hatta aldığınız tedbirlerin niteliğine göre yok edilebilmeliydi.

Sürecin başlangıcında yaşanan aksaklıklar bizleri olumsuz şekilde etkilemiş olsa da anlaşılabilir bir niteliği vardı. Çünkü süreç insanlığın belki de bu boyutta daha önce hiç yaşamadığı önceden öngöremeyeceği bir durumdu.

Ancak başlangıcında anlaşılabilir olan süreç zaman geçtikçe anlaşılabilir olmaktan çıkmalı, eleştirilebilir bir sürece evrilmeli ve yapılan eleştirel süreçler sonunda çözüm sürecine girmeli idi.

OLMADI, YAPAMADIK!

Hal bu iken, işletilmesi gereken süreç belli iken bunu yapamadık. “Peki biz ne yaptık?”diye bir soru hemen akıllara gelmeliydi ve kendi kendimize sorduğumuzda ortaya çıkan cevapların olması gerekenle hiç örtüşmediği açık şekilde ortaya çıktı. Ülkemizi yönetenler ve karar alıcılar pandemi sürecini kabullenmek yerine önce yok saymayı, gizlemeyi ve maalesef küçümsemeyi mücadelenin başlangıcı olarak hayata geçirdiler. Ardından gelen eleştirileri yok sayma, eleştiri yapan kişi ve kurumları küçük gösterme, kriminalize etme sürecine giriştiler. Bu çerçevede çıkan haberlerin, yapılan açıklamaların yalanlanması, haber ve açıklama yapan kişilerin aşağılanması sürecine girildi. Bu süreç TTB( Türk Tabipler Birliği) gibi güzide bir yapının bile hain ilan edilmesine kadar taşındı. Ardından işletilen sürecin sonuçları ortaya çıkmaya ve oluşturulan çözümler gün yüzüne çıkmaya başladı.

PEKİ GELDİĞİMİZ DURUM NEDİR?

Gelinen noktada yabancı paraların TL karşısında yüzde ellilere varan değer kazandığı, dünyada petrol fiyatlarının yarıya düştüğü bir ortamda bunun bizlere yansımadığı, üretimin durduğu, biz vatandaşlar açısından hissedilen enflasyonun gözle görülür şekilde katlandığı, pandeminin yayılım hızının arttığı, salgın dışında sağlık problemi yaşayanların acaba virüs bulaşır mı korkusu ile hastanelere gidemediği, sokakların, girmek zorunda kaldığımız marketin bizler için kaygı ve korku verici hale geldiği bir durum ortaya çıktı.

Bu varılan sonuç karşısında sorumluluğu olanlar ortaya çıkmalı/çıkarılmalı ve gereği yapılmalı idi. Bu doğrultuda özürler dilenmeli, istifalar gerçekleşmeli, yeni atamalar olmalı idi. Olmadı, olamadı.

BAŞARI DEĞİL, BAŞARISIZLIK!

Artık devletin en yüksek makamlarında görevli isimlerden, sağlıkta en iyisi biziz, eğitimde üç beş ülkeden birisiyiz, ebanın çökmesinden mutlu olmalıyız, ekonomide şahlanıyoruz vb. söylemlerini sıklıkla işittiğimiz bir sürece girdiğimiz açıktır. Peki ülke olarak içinde bulunduğumuz durum gerçekten bir başarı hikayesi mi? Yoksa açık başarısızlığın karartılması süreci midir? Bu soru bizlerce acilen cevaplanması gereken bir soru olarak ortada durmaktadır.

EĞİTİM TALEP DEĞİL, HAKTIR!

Ülkemizde öğrenci sayısı bellidir, bu öğrencilerin eğitim hakkının sağlanması devletin ödevi olup anayasada düzenlenmiştir. İçinden geçilen süreçte öğrencilerin uzaktan eğitime devam edeceği, bu eğitimi eba, eba TV üzerinden yürüteceği ve dolayısıyla bu platformlardan yararlanacak kişi sayısı bellidir/belli olmalıdır. İlk hafta itibarıyla eba platformuna öğrenci ve öğretmenlerin girememesini Milli Eğitim Bakanının talep artışı olarak değerlendirmesi ve bunu mutluluk vesilesi yapması anlaşılır değildir. Zira yaşanan durum talep patlaması değil eğitim hakkından yararlandırılması gereken öğrenci sayısına yetecek yatırım ve düzenleme yapılmaması durumudur. Okulların içinde bulunduğu durum, yaşanan aksaklıklar, hayata geçirilemeden her gün bir yazıyla değiştirilen düzenlemeler sayın bakanın ifade ettiği A,B,C planlarının olmamasındandır.

ÖNLEMLER ALINMALI

Alınması gereken tedbirler bellidir. Yapılması gereken düzenlemeler bellidir. Eğitime ek bütçe ayrılması gereği açıktır. Yapılması gerekeni yapmaktan kaçınan, aksine öğretmenin ekders ücretinden kar etmeye çalışılan, öğretmenin aldığı yoksulluk seviyesindeki ücreti yük gören, okulların temizlenmesinden düzenlenmesine kadar gerekli olan personel ataması yapmayan, okullara ödenek aktarmayan, artan vakaları öğrenci ve velilerin tedbirsizliğine yoran bir tutum almak doğru değildir.

Eğitim Sen Çorum Şubesi olarak Milli Eğitim Bakanlığını gerekli tedbirleri hiçbir riske mahal vermeyecek şekilde hızla almaya, eğitimden kopmaya doğru hızla giden öğrencilerimizin eğitim hakkı ödevinin gereği olarak okulları yüz yüze eğitime başlatmaya çağırıyoruz.’ /BSGMEDYA




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP