• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Çorum Emek Demokrasi Platformu adına BES Şube Başkanı Emrah Azapçı, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 50.yıldönümü vesilesiyle açıklama yaptı

  1.  
  2. 15-16 HAZİRAN IŞIĞINDA
  3. ÜLKEMİZE VE EMEĞİMİZE
  4. SAHİP ÇIKACAĞIZ

 

 

8 Haziran 2020

Çorum Emek Demokrasi Platformu adına BES Şube Başkanı Emrah Azapçı, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 50.yıldönümü vesilesiyle yaptığı açıklamasında; '15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50 yılında emeğimize ve ülkemize sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.’ ifadesinde bulundu.

’Bu tarihi mirasa sahip çıkmak biz emekçilerin ve bu halkın boynunun borcudur. Bu bağlamda tüm emekçileri; bu tarihi şanlı günlere sahip çıkmaya bu mücadeleye ortak olmaya çağırıyoruz.’ diyen Emrah Azapçı, 16 Haziran Salı günü saat 18.00’da Kadeş Barış Meydanı’nda bir basın açıklaması yapacaklarını belirterek, tüm halkı basın açıklamasına davet etti.

  1.  
  2. 15-16 HAİRAN MUAZZAM
  3. BİR DİRENİŞTİR

Emrah Azapçı, açıklamasının devamında şunları dile getirdi:

‘15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 50 yılında emeğimize ve ülkemize sahip çıkacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz.

15-16 Haziran tek sendika ve uzlaşmacı sendikacılık rejimi girişimine karşı işçi sınıfının gerçek sendikacılığı ve DİSK’i savunduğu muazzam bir direniştir.

1970 yılında Sendikalar Kanunu’nda yapılan değişikliklerle, 1967 yılında kurulan DİSK’in ve üye sendikalarının önüne oldukça yüksek bir baraj koşulu getirilmek istenmişti. Yasanın amacı, DİSK’i ve üye sendikalarını yok etmek ve uzlaşmacı ve sarı sendikacılık tekeli kurmaktı.

Tüm tepkilere ve uyarılara rağmen yasa parlamentodan geçince DİSK işçi sınıfının üretimden gelen sendikal hakların savunulması için yapılan bir direniş olması nedeniyle emek tarihinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

15-16 Haziran, Türkiye işçi sınıfının kendi gücünün farkına vardığında nelere kadir olduğunu göstermiştir. Bugün de pervasızca çıkarılan emek karşıtı yasa ve düzenlemelere karşı, işçi sınıfı 15-16 Haziran ruhunu kuşanarak bu saldırıları durdurabilir, sermayenin ve onun hükümetinin emeğe karşı düşmanca politikalarını boşa çıkarabilir. Bunun için unutmaması gereken tek şey,

15-16 Haziran’a ilham veren sloganda saklıdır:

  1. GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDEN GELİR!

DİSK’i ve üye sendikalarını yok etmek isteyen ve tek sendika dayatan yasa, büyük işçi direnişinin etkisiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.

15-16 Haziran 1970’te işçi sınıfı masaya vurup “Artık yeter” demişti. Bugün Türkiye işçi sınıfı için bir kez daha “artık yeter” deme günüdür.

Çünkü Türkiye dünyada işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasındadır. ITUC tarafından yapılan açıklamada Küresel Haklar Endeksi’ne göre Türkiye Cezayir, Bangladeş, Kamboçya, Kolombia, Mısır, Guatemala, Kazakistan, Filipinler, S.Arabistan ile birlikte işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasında gösterilmiştir.

Kalıcılaştırılmak istenen yeni rejimin nasıl bir rejim olduğuna, bu rejimin hangi sınıfların çıkarına, hangi sınıfların zararına olduğuna, 20 Temmuz 2016’dan beri tanığız.” “OHAL’den istifade ederek” grevlerin yasaklandığı, sendikal hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, imza toplamaktan meydanlara çıkmaya kadar her türden hak arama yönteminin baskı altında alındığı, mahkemelere başvurma hakkının bile kısıtlandığı bir ortamda işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını korumak ve geliştirmek oldukça zorlaştırılmıştır.

Covid-19 salgınının Türkiye’de de görülmeye başlanması üzerine, siyasal iktidar bir takım “önlemler” aldı ve toplumu rahatlatacak tedbirler alındığını ve alınacağını iddia etti. Patronlar için yeni kredi muslukları açıldı, yeni teşvik ve istisnalar getirildi. “İstihdamı korumak” adı altında kısa çalışma ödeneği kullanıma açıldı ve açık bir esnek çalışma uygulaması olan telafi çalışmasının süresi kalıcı bir şekilde iki katına çıkarıldı.

Bu sürede işçilerin 'yararlandığı' tek düzenleme, pandeminin zorlayıcı sebep sayılması ve kısa çalışma ödeneğinin kullanıma açılması oldu. Evrensel hukuk ilkeleri, yasal yükümlülükler, insani ve toplumsal gereklilikler; Covid-19 salgını döneminde hayata geçirilmelidir.

Covid-19 salgının sürecinde bile sermaye temsilcileri yoksullara ve emekçilere saldırılarda geri adım atmadı. Son olarak 3 tane milletvekilinin milletvekilliklerinin düşürülmesi, muhalif belediyelerin çalışmalarının engellenmesi ve kayyumların atanması, Birleşik Taşımacılık Sendikasında görülen sürgünler bunların önemli örnekleridir.

Koronavirüs pandemisinin etkisinin hâlâ yoğun hissedildiği bu dönemde Floyd’un katli Dünya ölçeğinde şovenizm ve ırkçılığı gündemin en üst sıralarına taşıdı. Sistematik ırkçılığın etkilerini hayatın her alanında hisseden etnik azınlıkların polis vahşetine karşı adalet mücadelesi sokaklara taştı.

Bizler biliyoruz ki 18 yıldır yapılanlar, yapılacakların teminatıdır ve işçi sınıfı için felaketten başka bir anlam taşımamaktadır.

  1. 16 HAZİRAN'DA KADEŞ
  2. BARIŞ MEYDANINDAYIZ

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu sermayenin çıkarları için işçi sınıfının çalışma ve yaşam koşullarını sürekli olarak geriye götürenlere karşı durmaya çağırmaktadır.

Unutulmamalıdır ki, demokrasi işçi ve emekçilerin ekmeğidir ve tüm haklarımızın tek bir kişinin keyfiyetine teslim edildiği bir düzene demokrasi denmez. Böylesi bir düzende işçilerin haklarını savunmak ve geliştirmek daha da zorlaşır. 15-16 Haziran 1970’de tek tip sendika dayatmasını durduran işçiler,  bu süreçte de işçi haklarına dönük saldırıları ortak mücadeleyle durduracaklardır.

Bu tarihi mirasa sahip çıkmak biz emekçilerin ve bu halkın boynunun borcudur. Bu bağlamda tüm emekçileri; bu tarihi şanlı günlere sahip çıkmaya bu mücadeleye ortak olmaya çağırıyoruz. 16 Haziran Salı günü saat 18.00’da Kadeş Barış Meydanında yapacağımız basın açıklamasına tüm emekçi halkımızı davet ediyoruz.’/BSGMEDYA

 




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP