• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Bilim İnsanı, Yazar Suay Karaman, İlk Kurşun Gazetesi'nde yayınlanan yazısında 19 Mayıs 1919 tarihini değerlendirdi

 100. YIL COŞKUSU

 

15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir’i işgal eden düşmana ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin, (gerçek adı Osman Nevres, Hukuku Beşer-İnsan Hakları Gazetesi’nin yazarı) hemen oracıkta öldürülmüştür. Ancak bu ölüm, ertesi gün 16 Mayıs 1919 tarihinde bağımsızlık ateşini yakmak için Samsun’a gidecek olan Mustafa Kemal Paşa’nın yolunu aydınlatmıştır.

19 Mayıs 1919 tarihi Milli Mücadelemizin başlangıcıdır, ilk adımıdır. Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak ayak bastığı Samsun’da yakılan bağımsızlık ateşi, emperyalizme karşı mazlum ulusun kutsal isyanının başlangıcıdır. Bu süreçte 28 Mayıs 1919 Havza Genelgesi, 22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi, 23 Temmuz 1919 Erzurum Kongresi, 4 Eylül 1919 Sivas Kongresi halka dayalı bir mücadelenin önemli olgularıdır ve bağımsızlığa giden yolun kilometre taşlarıdır. 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara’da TBMM açılarak, bağımsızlık mücadelesi kurumsal kimliğe dayandırılmıştır. Büyük zaferlerin ardından 9 Eylül 1922 tarihinde düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle 3 yıl, 3 ay, 21 gün süren Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız başarıyla sona ermiştir.

İşte bu yüzden 19 Mayıs 1919, vatanın kurtulması için örgütlenen Anadolu insanının bağımsızlık mücadelesinin başlangıcıdır. 19 Mayıs 1919, emperyalizme karşı kazanılan ilk savaşın adıdır. 19 Mayıs 1919, ulus bilincinin ilk ışığıdır, egemenliğin millete ait olduğunun belgelenmesidir. 19 Mayıs 1919, çağdaş ülkeler düzeyine çıkmamızı sağlayan ilke ve devrimlerin habercisidir, ülkemizin aydınlık geleceğidir. 19 Mayıs 1919 tarihi, eşsiz liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, her türlü baskıya karşın Samsun’dan ülkemizin üzerine bir güneş gibi doğmasıdır.

Kurtuluş savaşı sırasında 14 Temmuz 1919 tarihli Alemdar Gazetesi’nde padişah ve halife Vahdettin’in söylemini anımsamak gerekir: “İslam kilidinin anahtarını, İngiltere'nin güvenilir eline teslim etmekte, İslam alemi için hiçbir tehlike yoktur.” Bu hain Vahdettin 17 Kasım 1922 tarihinde İngiliz zırhlısına binerek kaçtı. 8 Ocak 1920 tarihli Peyam-ı Sabah Gazetesi’nde hainlerin öncülerinden Ali Kemal şunu yazmıştı: “Anadolu’da ne yaptığını bilmeyen Mustafa Kemal ve arkadaşlarının hareketine öncelikle son verilmesi gerekir.” İşgal yıllarının işbirlikçi mütareke basınının en önde gelen yazarı hain Ali Kemal, 6 Kasım 1922 tarihinde İzmit’te linç edilerek öldürüldü.

100 yıl önce bağımsızlık mücadelesi verilen bu topraklarda, bugün emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı yeniden bağımsızlık mücadelesi vermekteyiz. Çünkü Atatürk’ün ölümünden sonra ülkemizi yönetemeyen iktidarların elinde, yeniden emperyalizme yem olan ülkemiz, bugün tarihinin en kötü ekonomik ve siyasi krizi ile karşı karşıyadır. Bağımsızlık mücadelemizin başlangıcından 100 yıl sonra, ülkemizin genel durumu hiç iç açıcı değildir.

Ülkemizin ulusal kuruluşları özelleştirme gerekçesiyle peşkeş çekilmiştir. Yeraltı ve yer üstü zenginliklerimiz emperyalist güçlere pazarlanmaktadır. Tarım ve hayvancılığımız bitirilmiş, sanayimiz çökertilmiş, ekonomi batırılmıştır. İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk en üst seviyeye ulaşmıştır. Terör yıllardır can almaya devam etmektedir. Laik ve demokratik eğitim yerini ortaçağın imam eğitimine bırakmıştır. Anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlar büyük boyutlara ulaşmıştır. Şaibeli halk oylamasıyla rejim değiştirilmiştir, seçimler yenilenmektedir. Dış politikada saygınlığımız bitirilmiştir, komşularımızla savaşır duruma getirilmekteyiz.

100 yıl sonra 19 Mayıs’ı ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı, bugünkü siyasal ortamla birlikte düşünürsek umutsuzluğa kapılabiliriz. Ancak Mustafa Kemal’in gençleri için umutsuzluk yoktur. Ne olursa olsun emperyalizme karşı özgürlük savaşını yeniden kazanacağız, tıpkı Mustafa Kemal Paşa gibi. Ülkemizi yeniden kalkındırıp, aydınlatacağız, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı başlatmasının üzerinden 100 yıl geçti. Sadece 15 yılda gerçekleştirdiği eserlerini ölümünden sonra, 81 yıldır içerden ve dışarıdan yıkmaya çalışıyorlar. Ancak yıkamıyorlar ve hiçbir zaman da yıkamayacaklar. Bağımsızlık ve özgürlük türkülerinin söylendiği bu topraklarda Mustafa Kemal’in gençleri, ilkelere ve devrimlere sahip çıkmanın bilinciyle eserlerini koruyacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın..

İlk Kurşun Gazetesi,
20 Mayıs 2019

 

 




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP