• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Çınar, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na bir rapor sunduklarını bildirdi

‘EĞİTİM, ERTELENEMEYECEK
KADAR ÖNEMLİ BİR ALANDIR’

 

 26 Aralık 2018

Eğitim-Bir-Sen Çorum Şube Başkanı Tekin Çınar; Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili sendikal raporun iletilmesi amacıyla Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Yavuz Atar ve üyeler Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, Ahmet Gündoğdu, Selçuk Pehlivanoğlu ile yapılan toplantının, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi ve Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla’nın katılımıyla gerçekleştirildiğini açıkladı.

Çınar, Eğitim-Bir-Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na sunulan raporda önerilerde bulunduklarını dile getirdi.

'MESLEK KANUNU ÖĞRETMENE 
DESTEK KANUNU OLMALIDIR'

Çınar, Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na sundukları rapora ilişkin şu bilgileri verdi:

‘İnsanın kendisini inşa ve özünü keşfetmeye yönelik icra zemini olarak eğitim, eğiten-eğitilen ya da öğreten-öğrenen sıfatları çerçevesinde insanların birbirleriyle ilişkisinden, iletişiminden ve etkileşiminden beslenen akli süreçlerin hâkim olduğu ve ahlaki sonuçların hedef alındığı faaliyetler bütünüdür.

Eğitimi, hem bilim hem de hizmet noktasında vazgeçilemez, ertelenemez, yok sayılamaz, devre dışı bırakılamaz, alternatifi oluşturulamaz bir alan olarak kabul etmek durumundayız. Çünkü‘insan-mekân-zaman ilişkisinin’ yaradılışından bugüne, insana, dünyaya ve hayata dair her işe, oluşa, olguya, işleyişe ve ilişkiye yön veren, yöntem ve içerik oluşturan süreç ve sonuçların her biri, ya doğrudan ya da dolaylı olarak eğitimin ürünü ve birikimidir. Eğitimde geriye düşenin ahlakta, adalette, merhamette zirveye ulaşması; bilimde öne çıkması, teknolojide önde olması, ekonomik ve diplomatik düzlemde fark oluşturmasıbir hayal ve imkânsız hedef hükmündedir.

 

'KANUN, ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN DEĞERİNİN
SOMUT GÖSTERGESİ OLMALI'

Biz öğretmeni, şuur sermayesini artırmaya, bilgi haznesini büyütmeye, idrak zeminini güçlendirmeye, olaya ya da olguya dair hikmeti keşfetmeye dönük eylemleriyle beşerin insanlaşması ve bireyin uzmanlaşması yolculuğunun rehberi olarak kabul ediyoruz. Bütün insanlığa uzanan kapsayıcı ve etki üretici sorumluluk alanı, öğretmenlik mesleğinin önemli ve değerli kabul edilmesi için hem gerek hem de yeter şart hükmündedir. Meslek kanunu, öğretmenliğin ve öğretmenin, toplum ve gelecek için taşıdığı önemin ve değerin somut göstergesi olacaktır.

 

'İÇERİK KONUSUNDA DA
MUTABAKAT ARANMALI'

Resmî-özel öğretim kurumu ayrımı yapılmaksızın bütün öğretmenleri kapsayacak, öğretmenlik mesleğinin bütün boyutlarını ele alacak bir yasal düzenlemeye duyulan ihtiyaç; öğretmenler, sendikalar, siyasi partiler ve son yıllarda Millî Eğitim Bakanlığı tarafından sıklıkla dile getirilmektedir. Öğretmenlik mesleğini düzenleyecek bir kanuna ihtiyaç olduğu konusunda toplumda ve eğitimin paydaşları arasında bir mutabakatın varlığı kuşkusuzdur. Ancak bu mutabakatın, kanunun içeriği konusunda da aranmasının gerektiği şüphesizdir.

 

'ÖĞRETMENLİK BİR MESLEK
OLARAK KURGULANMALI'

Mevcut devlet memurları kanunu, Millî Eğitim Temel Kanunu, İlköğretim ve Eğitim Kanunu ve 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gibi yasal metinlerde öğretmenlerin statü, hak, yetki, görev ve sorumluluklarını düzenleyen hükümler bulunmaktadır. Bu düzenlemelerin farklı saiklerle gerçekleştirildiği, Bakanlığın ve özel öğretim kurumlarının gelecek vizyonuyla uyumlu olmadığı, öğretmeni ‘öğretmenlik’ özelinde değil de kamu personel sistemi içerisinde bir hizmet sınıfı içinde ele alan sistemin, toplumun meslekten ve meslek mensuplarından beklentilerini karşılamasına imkân verecek esnekliği ve özerkliği sağlamadığı aşikârdır. Mesleğin bütün yönlerini kapsayan sistematik bir düzenleme yapılmadan, bu çok parçalı yapı altında öğretmenlik mesleğinin statüsünün yükseltilerek niteliklerinin geliştirilmesinin sağlanmasının mümkün olmadığı, meslek mensuplarının mesleği ifa süreçlerinin sürdürülebilir olmadığı görülmektedir. Öğretmenliğin bir kariyer mesleği, yöneticiliğin profesyonel bir meslek olarak değerlendirilmesi ve mesleki standartlara kavuşturulması isteniliyor ise bunu sağlayacak olanın bir meslek kanunu olacağı kuşkusuzdur.

 

'TÜM KESİMLERİN TALEPLERİ
DİKKATE ALINMALI'

Millî Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı 2023 Eğitim Vizyonu’nda ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmaları yürütüleceği’ bir eylem adımı olarak yer almıştır. 2023 Eğitim Vizyonu Takvimi çerçevesinde de 2018 yılı içinde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun hazırlık ve tasarım çalışmalarının, 2019 yılı için içinde ise geliştirme çalışmalarının tamamlanarak uygulamaya konulacağı kararlaştırılmıştır. Eğitim-Bir-Sen olarak, söz konusu hazırlık, tasarım ve geliştirme çalışmalarına katkıda bulunmak amacıyla bir meslek kanunundan beklentiler ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içermesi gereken unsurlara ilişkin bir çalışma yaptık. Biz Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun öğretmene destek kanunu olarak tanımlamasını sağlayacak bir içerikle yürürlüğe girmesini istiyoruz. Kanun ancak bu şekilde ölü doğma riskinden kurtulur, haklı talepleri ve beklentileri karşılayabilir. Bütün bunlar için eğitim paydaşlarının katkısına ve katılımına fırsat verilmelidir.

 

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU’NDA;

-Kapsam,

-Öğretmen kavramı ve tanımı/betimlenmesi; öğretmenlik mesleğinin özellikleri, mesleki standartlar,

-Temel ilkeler,

-Mesleğe giriş; diploma, sertifika, sınav, staj süresi vb. şartları,

-Öğretmenlerin hakları, görev ve sorumlulukları,

-Mesleki yeterliğin gelişimi-kariyer basamakları,

-Ödül ve disiplin uygulamaları,

-Öğretmen istihdamı ve çalışma şekilleri-iş güvencesi,

-Atama ve yer değiştirme ilkeleri,

-Çalışma süreleri,

-Mesleki yeterliğin kaybı ve süreçleri,

-Eğitim kurumu yöneticiliğine atama,

-Eğitim kurumu yöneticilerinin statüsü ve özlük hakları,

-Eğitim kurumu yöneticilerinin hak, yetki ve sorumlulukları,

-Öğretmenlerin eğitim kurumlarındaki konumu,

-Öğretmenlik pratiklerinin incelenmesi, öğretmenin özdenetimi (akran değerlendirmesi), rehberlik, denetim ve teftiş süreçleri,

-Öğretmenlere ve eğitim kurumu yöneticilerine ilişkin üst kurullar-etik ilkeler,

-Şikâyet ve itiraz mekanizmaları,

-Öğretmenlerin profesyonel gelişimini düzenleyen ilkeler,

-Öğretmenlerin sendika ve sivil toplum kuruluşlarına üyelikleri; siyasal katılım ve eylemleri,

-Mesleki özerklik-karar alma süreçlerinde öğretmenlerin katılımını sağlamaya yönelik tedbirler,

-Eğitim-öğretim hizmetinin sunumu sırasında öğretmenlere karşı işlenen suçlar,

detaylı,açık, net ve beklentileri karşılayacak şekilde yer almalıdır.’ /BSGMEDYA




Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP