CHP'de başkan adayları, sahadaki çalışmalarını; deyim yerindeyse dağ-bayır demeden sürdürüyorlar..
SİYASETTE BAZEN 24 SAAT BİLE ÇOK UZUN BİR SÜREDİR..!
12 Ekim’de başlayan ‘zorlu maraton' sonucunda ilçe kongrelerini tamamlayan CHP Çorum Örgütü'nde; maratonun son ayağı ise 6 Ocak’ta toplanacak İl Kongresi ile şekillenecek. Bu zorlu maratonda sona yaklaşılırken, (nefesler tutulmuş) tüm hesaplar; Çorum’da örgütü hangi ismin daha iyi temsil edebileceği üzerine kurulmuş gibi.. Kahvehaneler...çeşitli bürolar ve ilçe örgütleri.. Ve her aday destekçi sayısını artırabilmek için var gücüyle; deyim yerindeyse dağ-bayır koşuşturuyor.. Aslında delegenin büyük bir çoğunluğu kararını vermiş; tarafını belirlemiş gibi gözüküyor.. Geriye hala kararını ver(e)memiş kararsızlar kalıyor. Seçimin sonucunu da; işte o kararsızların kararı belirleyecek gibi gözüküyor.. İşte sorun; o kararsızların kararını verebilmesini sağlayabilmekte.. *** Kısacası; hangi isim partiyi 2019 Seçimlerine sağ-salim olarak götürebilir? Şu günlerde tabanda tartışılan ya da tartışılması gereken en önemli konunun bu olduğunu söyleyebiliriz.. Bu soruya sağlıklı bir yanıt bulabilmek için, öncelikle 6 Ocak İl Kongresi’ne giden süreçte göreve talip olan başkan adaylarının kapasiteleri ya da tabandaki karşılıklarının çok net bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Şu anda (başka bir aday çıkmayacağını varsayarsak) CHP Çorum Örgütü’nde, 6 Ocak Kongresi’ne 3 isimle gideceği kesinlik kazanmış görünüyor. Bildiğiniz gibi, başkanlık yarışında 3 isim sahaya çıktı.. -2 yıldır İl Başkanlığı görevini yürüten Sayın Hasan Suvacı.. -Yaklaşık 4.5 yıldır sürdürdüğü Merkez İlçe Başkanlığı görevini 10 Aralık Kongresi ile Sayın İsmail Kalender’e bırakan Sayın Ali Rıza Suludere.. -Ve CHP saflarına özgürlükçü sol’dan geçiş yapan Avukat Sayın Nihat Ahıskalıoğlu… Her 3 isimde peş peşe yaptıkları adaylık açıklamaları ile kongreye katılacak olan toplam 339 delegenin nezdinde görücüye çıkmış bulunuyorlar.. *** Ve adaylar; tüm hesaplarını, çalışmalarını, 6 Ocak’ta toplanacak İl Kongresi’nden zaferle çıkabilmenin üzerine yapmaya başlamış, ve yarıştan bir adım önde çıkabilmek için yoğun tempoda çalışmalarını sürdürüyorlar.. *** Her 3 adaya da çıktıkları bu zorlu yolculukta başarı dileklerimizi iletiyoruz.. *** Son viraja girdiğimiz şu günlerde; her üç ismin de adaylıklarının parti tabanında nasıl bir karşılık bulduğunu, ya da nasıl değerlendirildiğini ortaya koymadan önce; adaylık açıklamalarında öne çıkan en belirgin mesajlarına göz atmaya çalışacağız:
ADAYLAR, HANGİ MESAJLA
6 Ocak Kongresi’ne giden süreçte adaylığını ilk açıklayan isim Sn. Nihat Ahıskalıoğlu; “Adaylığım CHP’de ortaya çıkan ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır. İçinde bulunduğumuz koşullarda sorumluluktan kaçmak, ülkemize ve halkımıza sırt çevirmek olurdu. Çocuklarımızın yüzüne utanmadan bakabilmek, yoksul halkımıza bir nebze umut olabilmek için verdim bu adaylık kararını” diye özetledi.. *** 2 yıldır İl Başkanlığı koltuğunda oturan Sn. Hasan Suvacı ise Türkiye’nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek, “Böylesine zor bir süreçte CHP İl Başkanlığı gibi onurlu ve anlamlı bir göreve yeniden talibim” şeklinde konuşarak, adaylığının temel gerekçesini ortaya koydu. *** Başkanlık yarışına en son katılan eski Merkez İlçe Başkanı Sn. Ali Rıza Suludere ise adaylık gerekçesini; “Daha aktif daha etkin bir yönetim kurulunun oluşmasına kayıtsız kalmamak adına yol arkadaşlarımla birlikte il başkanlığı görevine talibim” diye özetledi.. *** Her üç ismin de adaylığını; CHP tabanının beklentisi, daha doğrusu tabanın kendilerine böyle görevi addettiği düşüncesi üzerine bina ettikleri görülüyor.. *** Herşeyden önce parti içi demokrasi geleneğinin kurumsallaştığı CHP’de siyaset yapan ya da yapmaya çalışanların, genelde üyeler, özelde de delegeler nezdinde bir karşılıkları olduğu mesajını öne çıkarmak gibi bir tutum sergilemelerinden doğal bir şey olamaz. *** Görüldüğü gibi her üç isim de adaylık gerekçesini, tabanın (delegenin) beklentisi üzerine kurduğunu söylersek, sanırım yanılmış olmayız. *** Peki, başkan adayları, aday olma nedenlerini, böyle özetliyorken, parti tabanı (özelde delegeler) adayları nasıl değerlendiriyorlar? *** Tüm önyargı ve algıları bir yana bırakarak; siyasi kulislerden edindiğimiz bilgiler ve yaklaşık 80 gündür devam eden kongre sürecindeki izlenimlerimize göre; başkanlık yarışı için sahaya inen 3 ismin adaylıklarının tabanda nasıl karşılık bulduğunu irdelemeye çalışalım:
Sayın Ahıskalıoğlu’nun özgürlükçü sol gelenekten gelen bir isim olmasına karşın, CHP tabanında tanınan ve bilinen bir isim olduğu biliniyor. Diğer iki rakibine nazaran, delege bazında; (özellikle gençler ve CHP’nin daha çok sosyalist sola yakın kesimlerinin sıcak baktığı bir isim olduğu söylenebilir.) Doğal olarak, ilk bakışta bu kesimin parti içerisinde pek ağırlıkta olmadığı, delege listesi dikkatle incelendiğinde rahatlıkla görülebilir. Hal böyle olunca; mevcut delege profilinin, daha çok ilkelerden öte ailevi bağları üzerine kurulmuş olduğunu da söylersek, Sayın Ahıskalıoğlu’na destek verecek delegenin çok sınırlı olduğu söylenebilir.. Ancak ilerleyen günlerde kaydadeğer bir artışın olacağını ileri sürenler de yok değil.. *** Peki, bu durumda Ahıskalıoğlu; nereden oy alacak? derseniz; yukarda da altını çizdiğimiz gibi; Merkez İlçe’deki mevcut yönetime seviyeli duran, daha açık deyimle kendini daha solda gören isimlerden alacağı söylenebilir.. Delege listesini dikkatlice incelediğimiz de Ahıskalıoğlu’na destek vereceklerinin sayısının kısıtlı olduğu söylense de, 193 delege ile temsil edilecek Merkez İlçe’de Ahıskalıoğlu lehinde oy kullanacak delege sayısının giderek artabileceği öne sürülüyor.. *** Sayın Ahıskalıoğlu’nun diğer 2 adaya göre; en dikkat çeken dezavantajının kongre sürecine yani mahalle ve ilçe delegelerinin belirlendiği süreçte yeterince yer almadığı, sadece ilçe kongreleri başladığında sınırlı sayıda ilçenin kongresine (daha çok bir izleyici konumunda) katıldığı ileri sürülüyor.. Ve bu görüşü savunanlar; oysa bu sürecin başladığı günlerden itibaren aktif olarak; ‘yer almış olsaydı, bugün daha iyi bir noktada olabilirdi’ derlerken, yol arkadaşları ise, Sayın Ahıskalıoğlu’nun yaklaşık 2 yıldır aday olmayı düşündüğü ve çalışmalarını sessiz ve derinden sürdürdüğünü dile getiriyorlar.. *** AHISKALIOĞLU,
Yine edindiğimiz bilgilere göre; özellikle farklı isimlerle yola devam kararı alan ilçelerin yanı sıra, mevcut isimler ile yola devam eden ilçe örgütleriyle temasını da pekiştirmek için yoğun tempoda çalıştığı öğrenilen Ahıskalıoğlu’nun ilçelerden hayli umutlu olduğu belirtiliyor. *** Yine siyaset kulislerinden edindiğimiz bilgilere göre ise; Sayın Ahıskalıoğlu’nun seçimin sonucunu belirlemede anahtar rolü üstleneceğini söylersek, sanırız abartmış olmayız. *** Bu arada, Sayın Ahıskalıoğlu’nun genç bir aday olmasının avantaj olduğunu düşünenlerin de çoğunlukta olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bunun yarışı göğüslemek için yeterli olup olmayacağının yüksek sesle olmasa da parti tabanında sıklıkla konuşulduğunu da hatırlatalım.. *** Kısacası; en büyük avantajı genç olması.. Dezavantajının ise yarışa çok geç başlaması, yani kongre sürecine delegeler belirlenip seçimlerin başladığı, 26 Kasım itibariyle, sahaya inmesi olarak değerlendirilse de, bunun aksini iddia edenler de çoğunlukta.. Bu iddiayı dillendirenler Sayın Ahıskalıoğlu’nun uzun bir süredir sessiz ve derinden tabanla diyaloga başlandığını belirterek, ‘geç kaldı’ iddialarını ısrarla reddediyorlar.. *** Yine de bir başka deyimle, yarışa 100 metre geriden başlamasına karşın, aradaki bu farkı, nasıl kapatacağı hayli merak ediliyor. Tabii ki, kararı verecek olan, delege olacaktır. Sayın Ahıskalıoğlu’nun işi zor gibi görülse de, parti tabanın da önemli bir kitlenin çekim merkezine dönüştüğünü de görmezlikten gelemeyiz. Bu arada Sayın Ahıskalıoğlu’nun yarışa katılmasının, kongre sürecine heyecan ve canlılık getirdiği görüşünü savunanların sayısının da giderek arttığı dikkatlerden kaçmıyor.. *** Öte yandan Sayın Ahıskalıoğlu’nun özellikle merkez ilçe dışındaki ilçelerde önemli bir oy potansiyelinde olmasının kazanmasına yetmeyeceği, bu nedenle de ilçelerde önemli oy potansiyeline sahip olduğu belirtilen mevcut başkan Suvacı’nın durumunu hayli sıkıntıya düşüreceğini ileri sürenler de yok değil. *** Buna göre; Ahıskalıoğlu’nun ilçelerde alacağı oyun, özellikle ilçelerde zorlanacağı ileri sürülen ancak Merkez İlçe’de ise hayli bir delege desteğine sahip olduğu gözüken Suludere’nin yarışı önde bitirmesine yarayacağını ileri sürenler de yok değil.. *** Yukarıda da belirttiğimiz gibi; 6 Ocak’taki kongrenin sonucunu; hiç kuşkusuz Sayın Ahıskalıoğlu’nun alacağı oy belirleyecek gibi gözüküyor.. *** Yani ilçelerde alacağı oyun artması halinde ibrenin Suludere’ye, Merkez İlçe’de oyunu artırması halinde ise ibrenin Suvacı lehine dönmesine neden olacağı iddia ediliyor. Özetle; Sayın Ahıskalıoğlu, alacağı oy ile seçimin anahtarı olacak gibi gözüküyor. *** (Kulislerde dolaşan söylentilere göre; diğer iki adaya yakın isimler; Ahıskalıoğlu’nun alacağı oyun en fazla 50-60 civarında olabileceğini öne sürüyorlar.) *** Bu arada özellikle gönlünde Ahıskalıoğlu’na oy vermeyi düşünen delegelerin genelde diğer iki adayın denenmiş olduğunu, bu nedenle genç ve dinamik bir isim olarak gördükleri Ahıskalıoğlu’nun seçilmesiyle partinin önümüzdeki sürece daha hazır hale gelebileceğini iddia ettiklerini de not edelim.. *** Bu arada Sayın Ahıskalıoğlu’nun sergileyeceği performansın parti tabanında da hayli merak edildiğini belirtmeden geçmeyelim.. Genç ve dinamik, aynı zamanda da denenmemiş bir isim olduğu hatırlatılan Sayın Ahıskalıoğlu, bakalım delegelerden başkanlık vizesini alabilecek mi? *** Bu arada Sayın Ahıskalıoğlu’nun yakın çalışma arkadaşları arasında Uysal Bekar, Hasan Yıldırım, Seher Bayıral, Feza Piroğlu ve İrfan Olukçu gibi isimler dikkat çekerken, 2015 Seçimlerinde Milletvekili Adaylarından Avukat Dinçer Solmaz da öne çıkan isim olarak görülüyor.
‘DERE GEÇERKEN AT DEĞİŞTİRİLMEZ’ DİYENLERİN ADAYI: HASAN SUVACI
Kongre sürecinin başladığı günlerden itibaren, aday olup olmayacağı yönünde pek renk vermeyen Sayın Hasan Suvacı’nın tek dezavantajının yaşı olduğu dillendirilse de, 2 yıllık deneyimi, örgütün işleyişine hakim olması, ilçe örgütleri ile diyalogu, partinin kurmay heyeti başta olmak üzere, parti tabanın da birleştirici bir isim olduğu ileri sürülüyor. *** Her ne kadar, Sayın Suvacı; kongre sürecinin başladığı günlerde, özellikle delege seçimleri esnasında yaşandığı iddia edilen rahatsızlıkların yüksek sesle dillendirildiği günlerde, olaya yeterince el atmadığı, kayıtsız kaldığı yönünde eleştirilere muhatap olsa da, parti tüzüğünün özellikle delege seçimlerinin yürütülmesi görevinin Merkez İlçe’nin yetki alanında olması nedeniyle sürece müdahil olmamaya özen gösterdiği, bu nedenle de sürece taraf olmadığı ileri sürülüyor.. *** Yeniden adaylığını açıklarken, Türkiye’nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğini belirterek, “Böylesine zor bir süreçte CHP İl Başkanlığı gibi onurlu ve anlamlı bir göreve yeniden talibim” şeklinde konuşan Sayın Suvacı’nın da kısaca avantaj ve dezavantajlarına bakmaya çalışalım: *** SUVACI'NIN AVANTAJI: Zor bir süreçte başkanlık koltuğunda oturan Suvacı’nın gerek örgütü tanıması, gerekse ilçelerle diyalogunun iyi olması bir avantaj olarak değerlendiriliyor. En önemli avantajının ise; ileriye dönük bir hesabının olmadığına dikkat çekilen Suvacı’nın önümüzdeki süreçte yine toparlayıcı bir isim olarak, örgütün başında olmasının yararlı olabileceği ileri sürülüyor. Her ne kadar, özellikle delege seçimlerinde pasif kaldığı eleştirilerine muhatap olsa da, partide bütünlüğü koruma noktasında ‘koruyucu bir şemsiye’ olma görevini başarı ile yerine getirdiği öne sürülen Suvacı’nın yeniden seçilmesi, yani delegelerden güvenoyu alarak, bu görevini sürdürmesinin isabetli olacağını düşünenlerin sayısının da azımsanmayacak sayıda olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Bu arada Milletvekili Tufan Köse’nin de desteğini alarak, yola devam etme kararı veren Suvacı’nın diğer adaylara göre; yarışta bir adım önde olduğu öne sürülüyor. İlçelerde önemli bir delege desteğine sahip olduğu öne sürülen Suvacı’nın, Merkez İlçe’de her ne kadar delege seçimlerinden uzak durmuş olsa da, bu konuda yaşanan sıkıntıların sorumlusu olarak görülen eski Merkez İlçe Başkanı Ali Rıza Suludere’den rahatsız olduğu tahmin edilen önemli sayıdaki delegenin desteğini alması halinde, yeniden ipi göğüsleyebileceği iddia ediliyor. *** Özellikle 3 büyük mahalle ile merkez ilçenin belli başlı köylerin delegelerinin büyük bir çoğunluğunun Eski Merkez İlçe Başkanı Suludere ve ekibindeki belli başlı isimlere yakın olmasının Suvacı ve ekibini hayli zorlayacağı da ileri sürülüyor. Öte yandan Suvacı’nın 2 yıllık başkanlığı döneminde özellikle demokratik kitle örgütleri ile hayli mesafeli durduğu, diyalog kurmak için de bir çaba içerisinde bulunmadığı yönünde eleştiriler de sıklıkla yapılıyor. Bu arada Sayın Suvacı ismine sıcak bakmayanların genellikle yaş kıstasını gündeme getirdikleri de edinilen bilgiler arasında. Siyasetin deneyimli isimlerinin ise, bunu partinin geleceği açısından önemli bir kazanım olarak gördükleri ve özellikle de tüm mahalleleri kucaklayacak bir ortamın oluşmasında katkı sağlayacağı görüşünü dile getirdikleri seslendiriliyor. Cumhuriyeti kuran, 1994 yılına kadar da bu kentte Belediye’yi elinde bulunduran bir partinin (CHP) sadece birkaç mahalleye hapsolmasının kabul edilmeyeceğini, aksine kentin 14 mahallesini de kucaklayacak bir yönetim anlayışının işbaşına gelmesi için çaba sarfedilmesi gerektiği görüşü ağırlıkta. İşte bu noktada; tüm kenti kucaklayan bir ekiple yola çıkan adayın, kongreden de başarı ile çıkabileceği öne sürülüyor. Bakalım, Suvacı kazanması halinde tüm Çorum’u kucaklayan bir performans sergileyebilecek mi? *** Milletvekili Avukat Tufan Köse’nin de destek verdiği Sayın Suvacı’nın çalışma ekibinde ise İl Başkan Yardımcıları Kenan Özcan, Mehmet Savaş, Nihat Bakar, Erkan Özbal ile Avukat Mehmet Altunkeser gibi bir çok isim dikkat çekiyor. *** DELEGE AVANTAJI İLE SAHAYA
Üçüncü aday ise 4 yılı aşkın süredir Merkez İlçe Başkanlığı görevini yürüten Ali Rıza Suludere… Sayın Suludere’nin İl Başkanlığı’na aday olacağı öteden beri biliniyordu. Aslında bunun sinyalini 9 Temmuz’da yapılan Adalet Mitingi öncesi verdiğini söyleyebiliriz. *** Ve nihayet 28 Aralık’ta adeta bir gövde gösterisine dönüşen toplantı ile adaylığını açıklayan Suludere’nin Merkez İlçe’deki delege avantajı ile yarışa giren en rahat aday olduğu ileri sürülse de, bunun seçimi almak için yeterli olmayacağı görüşünü savunanlar da çoğunlukta diyebiliriz. Suludere, her ne kadar en rahat aday olarak görülse de, aynı zamanda en sıkıntılı ve tüm okların üzerine çevrildiği bir aday olduğunu da söyleyebiliriz.. Yine siyasi kulislerden edindiğimiz bilgilere göre; Merkez İlçe’de hayli bir delege desteğine sahip olduğu söylenen Sayın Suludere ve ekibi, işi sağlama almak için ilçe örgütleri ile sıkı bir diyalog içerisine girmek suretiyle destek arayışını artırmak için yoğun bir tempoda çalışmalarını sürdürüyor.. 4.5 yıllık Merkez İlçe Başkanlığı deneyimini bir avantaj olarak değerlendiren Sayın Suludere’nin çalışma ekibi arasında Ufuk Erden, Metin Aslıhak, Hayati Selbes, Saadet Aydoğdu, Güngör Atak ve Arap Gürlek gibi birçok isim dikkat çekiyor. Yukarıda da belirttiğimiz gibi; özellikle Merkez İlçe delegelerinin kendine yakın isimlerden oluşması nedeniyle sıkça eleştirilere muhatap kalan Sayın Suludere’nin yarışta nasıl bir performans sağlayacağı hayli merak ediliyor. *** SULUDERE, HEM RAHAT, Yine edilen bilgilere göre; ilçelerde zorlanacağı iddia edilen Suludere’nin Merkez İlçe’deki delege ağırlığı avantajını koruyabilmek için, yönetim kadrosunu partinin geniş yelpazesini de kucaklayacak isimlerden oluşturmak için yoğun bir çaba içerisinde olduğu söyleniyor. Milletvekili Tufan Köse’ye rağmen adaylık yarışına giren Suludere’nin ilçelerde hayli zorlanacağı görülse de, Merkez İlçe’deki delege ağırlığını koruyabilmesi halinde başkanlık yarışından başarı ile çıkabileceği tahmin ediliyor. Şöyle ki; Sayın Suludere, başkanlık yarışında rahat, rahat olduğu kadar da sıkıntılı diyebiliriz.. RAHAT… Merkez İlçe’deki delegenin büyük çoğunluğu yanında gözüktüğü için rahat.. SIKINTILI.. Sayın Suludere'nin karşısında Milletvekili Tufan Köse’nin desteğini almış, mevcut Başkan Suvacı ve Merkez İlçe’de yönetimden rahatsız olan özellikle genç delegenin destek vereceği iddia edilen Ahıskalıoğlu’nun seçime asılması halinde zorlanacağı için sıkıntılı diyebiliriz. SON SÖZ.. Her ne olursa olsun; tüm bu değerlendirmelere rağmen; 6 Ocak Kongresi’ndeki başkanlık yarışının sonucunu kestirmek pek mümkün gözükmüyor. Tek kelimeyle; seçim 'BIÇAK SIRTINDA' diyebiliriz.. ***  ‘SİYASETTE 24 SAAT, BAZEN ÇOK UZUN BİR SÜREDİR' Elbette, siyasette merhum Süleyman Demirel’in deyimiyle; ’24 saat bile, uzun bir süredir.’ Hal böyle olunca… Önümüzdeki 3-4 gün daha da uzun bir süredir.. Bugünden bir şey söylemek için çok erken.. Hele de Cumhuriyeti kuran, parti içi demokrasinin diğer partilere göre, çok hızlı işlediği CHP’de ‘kesin bir şey söylemek’ daha da zordur.. *** Hasbelkader 1987’de SHP’den başlamak üzere bugüne kadar CHP’de birçok kongre sürecini yakından takip etmeye çalışan bir basın mensubu olarak, rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki; ‘CHP’de hiç bir şeyi önceden kestiremezsiniz.. Çünkü CHP’de bir günde bile birçok şey değişebilir…’ *** Yukarıda da dediğimiz gibi; siyasette 24 saat çok uzun bir süredir.. *** Ve sonuçta kim kazanırsa kazansın, kazananın önce ilimiz, ülkemiz ve demokrasimiz olması dileğiyle.. *** Ve CHP'nin Türkiye'ye.. Türkiye'nin de CHP'ye ihtiyacı olduğunun altını bir kez daha çizerken, zorlu 6 Ocak Çorum Olağan İl Kongresi’nin hayırlara vesile olmasını diliyoruz..
|
1377 kez okundu |
Yorumlar |
| Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
