• https://www.facebook.com/bsgmedya@hotmail.com
  • https://www.twitter.com/bsgmedya@hotmail.com

Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu, bir kez daha BSGMEDYA okurlarını geçmişe doğru yolculuğa çıkarıyor:

 

'Zaman gelecek ateş ocakta değil,
EVİN ORTASINDA YANACAKMIŞ' 




 ODUNDAN DOĞALGAZA YOLCULUK...
 

Emekli Eğitimci-Gazeteci Müslüm Tunaboylu,
bir kez daha okurlarını geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

 

Zaman zaman yazdığı makalelerle bazen unutulmaya yüz tutan, bazen de gözlerden kaçan konulara dikkat çeken Emekli Eğitimci-Gazeteci ve BSGMEDYA Yazarı Müslüm Tunaboylu, kış mevsiminin kendini göstermeye başladı şu günlerde hepimizi ilgilendiren can alıcı bir soruna dikkat çekiyor.

 

Tunaboylu, ‘Sizinle biraz geçmişe bir gezi yapmak istiyorum.’ diye başladığı ‘Odundan Doğalgaza Yolculuk’ başlıklı makalesi şöyle:

'Yaşlı kuşak eski günlerini bir kez daha anımsarken, genç kuşakta biz yaşlılara göre daha şanslıyız diyebilecekler.

Teknoloji gelişe dursun onu kullanabilmek ya da yaşantımızın her anında yanında olmamızı isteyişimiz insanı bazen güzel düşünceden, hayallerinden uzaklaştırıyor.

Kentlerde ve kırsal alanda yaşam biçimi bugünkü gibi çok çeşitli değildi.

Hemen herkesin kilerinde aynı türden yiyecekler bulunurken, kışın soğuğundan da aynı tür yakacaklar tüketilirdi. Tabii bunların odundan başka bir yakacak türü olduğunu düşünmek yakın zamanlara doğru insanoğlunun yaşamında önemli rol almaya başladı.

Isınmada teknolojiyi öne çıkarmak için kolların sıvandığına tanık olduk çoğu kez. Odun en önde gelen bir gereksinimdi ısınmak için.

Daha teknoloji sobayı insanla tanıştırmazdan önce ısınmada büyük bacalı evlerde geniş ocak başlarını anımsarız. Sobadan sonra mangal devreye girer ısınma aracı olarak. Yarı yanmış odunlar yani közler sobadan çıkarılır mangala konarak diğer odanın ısınması için taşınırdı.

Sobalara kuzineler eklendi. Çorba kuzine üzerinde hazırlanırken evin küçükleri çorbanın çabuk pişmesini ve büyük bakır taslara doldurulmasını beklerdik. Çay yıllar sonra çorbanın yerini aldı. Ailenin büyükleri için evin gençleri ocak ateşinin bir kenarına kahve cezvesini sokuşturur, aile büyüğüne çorbadan önce kahve sunulurdu.




Herhalde onun içindir ki; bir kahvenin kırk yıl hatırı sayılır hale gelmişti.

Hani bazen ailenin küçüklerine ‘odun gibisin’ denir ya demek odun en önde gelen ısınma aracı olduğu hiç akıldan çıkmaz.

Genç bir aile ne kadar önemli ise odunda aile için önde gelen bir ısınma aracıdır. Kısaca odun geçmişte insanımızın yaşamını sürdürmesinde en önde gelen bir varlıktır. Buna insanın baş dostudur diyebiliriz.

Odunun sobaya yakıt olarak girmesi bir asırlık bir zamana yayılabilir. Odun sobaları, kömür sobaları, gaz sobaları, elektrik sobaları, doğal gaz sobaları, kalorifer petekleri kalorifer kazanları, doğalgaz kombileri insanoğlunun yaşamında gerekli olan yerini aldı.

Küçüklüğümde bir teyzeden duyduğum şu sözü hiç unutmam; ‘Zaman gelecek ateş ocakta değil, evin ortasında yanacakmış. Yaradan bana o günleri göstermesin.’ demişti.

 

Ateş ocaktan sobaya sokulunca bir bakıma küçük bir devrim olmuştu, ısınma devrimi. Güzelliklerin önce kentsel alanlarda başladığını ve kırsal alana uzun süre sonra ulaştığını hepimiz biliriz.

Teknoloji geliştikçe çok değişik tüketim faturaları ile insanoğlu tanışmaya başladı.

Haberleşme faturaları, ısınma ve aydınlanma faturaları, içmede ve temizlikte kullandığımız su faturaları.

‘Faturaların çeşitliliği ve tüketim artışı medeniyetin bir parçasıdır’ diyenler çoğunluktadır. Bu konuda uzmanlar çok sayıda makaleler yazmışlar, insanoğlunun yeni tüketim faturaları ile karşılaşmalarını öğütlemişlerdir.

Öğütlemek, reklam yapmak çok güzel insanın hoşuna gidiyor, amma hoşa gitmeyen bazı gerçeklerinde bulunduğunu söylemek gerekiyor.

Bazı faturalar iki ayda bir, bazı faturalar ayda bir görevlilerce konuta gelinerek kayda alınıp veriliyor.

Elektrik faturaları yazımında kolaylık sağlansın diye saatlerin dışarı çıkartılması istendi, su sayaçları soğuktan etkilenmesin diye tedbirler alındı, son olarak da doğalgaz saatlerinin bulunduğu kutuların kilitlenmemesi istenmiştir.

Faturalar oluşurken konutların bir haberi olmuyor, kısaca konutların zili bile kullanılmıyor. Fatura makineden çıkarılıp rastgele yere bırakılıp gidiliyor.

 

Faturaların yazılışında konutların haberdar edilmemiş olması zamanında ödemeleri de etkiliyor.

Zamanında ödenmeyen fatura durduğu yerde zamlanıyor. Böyle bir durumda konut sahipleri yeni bir tüketimle karşı karşıya bırakılıyor.

Zamanında ödenemeyen faturalardaki rakamlar giderek, hatta sessizce yükseliyor.

Ödeme yapamazsanız, ihbarlar geliyor, ardından da kesimler gerçekleştiriliyor. 

Her ayın ilk haftası sonunda gelen doğalgaz faturaları son kez aybaşına üç gün var iken geldi.

 

Faturada belirlendiğine göre faturanın 27 günlük olduğu belirtiliyor. Doğalgaz yöneticilerinin böyle bir yazımdan haberlerinin olması gerekir. Faturanın yazıldığı tarih kurban bayramı tatiline denk getiriliyor. Doğalgaz yöneticilerine sormak gerekiyor, faturaları ayda bir yerine bundan sonra 27 günlük mü olacak.

Yoksa geçtiğimiz günlerde doğalgaza yapılan yüzde 22’lik zamla ilgili bir gelişme sonuçlanmadan tüketiciden paramızı alalım.

Değişim gerçekleşirse alınan fark bizim kasamızda bir süre kalır düşüncesi mi?

Bunun bir değerlendirme sonucu uygulandığı bir gerçek.

Şimdi doğalgaz yöneticilerine sormak gerekir:

Siz faturasını üç gün sonra ödeyen aboneden gecikme zammı alıyorsunuz. Üç gün önce ile üç gün sonra olayı üzerinde durulması ve değerlendirilmesi gereken bir konudur diye düşünüyorum.

Hiç bir kurum altın yumurtlayan tavuğunu kesmek istemez.

Abonelere bundan sonraki faturada son durumla ilgili kısa bir notun düşülmesi gerekir diye düşünüyorum

Aboneler, yaptıkları tüketimin bedelini elbette ödeyeceklerdir. Bedelsiz bir fatura olmaz ancak indirimli faturalar olur. Nerede mi diye sorarsanız, bazı kurumlarda çalışanların yakınlarına indirimli faturalar kesilmektedir. Kurumların gelirlerini çalışanların yakınlarına yapılan indirimli faturalarla zarara uğratmak bana göre bir suç unsurudur.

İlgililerin konuya eğilmelerini bekler, okurlarıma saygılar sunarım. ‘



611 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI

BİR KİTAP